- Katılım
- Ocak 22, 2025
- Mesajlar
- 274,811
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
Amerika'daki New York Rochester Üniversitesi, dünyanın en uzun yaşayan canlısı olan Grönland balinasının DNA'sındaki 'ölümsüzlük sırrını' çözmek üzere çalışıyor. Bilim insanları, bu keşfin insanların da 200 yıl boyunca hastalanmadan yaşayabilmesini mümkün kılabileceğini söylüyor.
Yaklaşık 200 yıl yaşayabilen Grönland balinaları, DNA'larındaki hasarları kendiliğinden onarabiliyor. Araştırmacılar, balinanın DNA'sını inceleyerek 'bozuk genlerin nasıl tamir edildiğini' anlamaya çalışıyor. Bu mekanizma çözülebilirse, insanlarda da benzer bir süreç devreye sokularak yaşlanma ve hastalıkların etkilerinin azaltılması hedefleniyor.
Bilim insanları, bu olağanüstü DNA onarımının balinaların yaşadığı dondurucu sulardan kaynaklanabileceğini düşünüyor. Araştırmada, CIRBP adlı özel bir proteinin DNA tamirinde önemli rol oynadığı belirlendi. Dondurucu soğuklar, bu proteinin üretimini tetikliyor ve Grönland balinalarının vücudu, insanlara göre 100 kat daha fazla CIRBP üretiyor.
Nature dergisinde yayımlanan makalede şu ifadelere yer verildi:
Grönland balinasının gizemi
Yaklaşık 200 yıl yaşayabilen Grönland balinaları, DNA'larındaki hasarları kendiliğinden onarabiliyor. Araştırmacılar, balinanın DNA'sını inceleyerek 'bozuk genlerin nasıl tamir edildiğini' anlamaya çalışıyor. Bu mekanizma çözülebilirse, insanlarda da benzer bir süreç devreye sokularak yaşlanma ve hastalıkların etkilerinin azaltılması hedefleniyor.
Soğuk suyun etkisi
Bilim insanları, bu olağanüstü DNA onarımının balinaların yaşadığı dondurucu sulardan kaynaklanabileceğini düşünüyor. Araştırmada, CIRBP adlı özel bir proteinin DNA tamirinde önemli rol oynadığı belirlendi. Dondurucu soğuklar, bu proteinin üretimini tetikliyor ve Grönland balinalarının vücudu, insanlara göre 100 kat daha fazla CIRBP üretiyor.
'Sadakatli onarım' yaşam süresini uzatıyor
Nature dergisinde yayımlanan makalede şu ifadelere yer verildi:
- 'Grönland balinalarının hücreleri, hasarlı DNA'yı yok etmek yerine sadakatle onarıyor. Bu strateji, olağanüstü uzun ömürlerine ve düşük kanser oranlarına katkı sağlıyor olabilir.'